Amaç:Status epileptikus (SE), yüksek morbidite ve mortalite ile ilişkili bir nörolojik acil durumdur. Status Epileptikus Şiddet Skoru (STESS), SE hastalarında sonuçları öngörmek için önerilen bir prognostik araçtır. Bu çalışmanın amacı, STESS’in SE hastalarında klinik sonuçları ve hastane içi mortalite oranlarını öngörmedeki etkinliğini değerlendirmektir.Gereç ve Yöntem:Ocak 2020 ile Şubat 2024 tarihleri arasında Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde toplanan hasta verilerinin retrospektif bir analizini yaptık. Çalışmaya, etiyolojik faktörlere ve tedavi yöntemlerine göre kategorize edilen SE tanısı konmuş 29 hastadahil edilmiştir. Her hasta için STESS hesaplandı ve klinik sonuçlar ve mortalite oranları ile korelasyonu istatistiksel yöntemler kullanılarak analiz edildi.. Bulgular:Çalışma grubunun yaş ortalaması 37,55 ± 18,81olup mortalitenin %13,8 (n=4) olduğu, etiyolojide akut semptomatik etiyolojinin %31 rol oynadığı belirlendi. Saptanabilen etyolojide en sık merkezi sinir sistemi (MSS) infeksiyonlarına rastlandı (% 17.2). En sık komorbidite olarak ise DM’e rastalandı (% 17.2). Hastaların %13,8’i takipte öldü. Hayatta kalanlarla ölenler arasında ortalama yaş, hastanede yatış süresi ve status süreleri açısından anlamlı farklılık yoktu (p>0,005) Hastaların STESS skoru ortalamaları 1,48 ± 1,05 idi. STESS 3-6 puan alanlarda yaş anlamlı olarak daha yüksekti (p=0,004). STESS skoru yüksek olan hastalarda mortalite anlamlı olarak daha yüksek olduğu gözlendi (p=0.005). STESS’nun mortaliteyi ön görmedeki duyarlılığı %95,7, özgüllüğü %50 ve PPV %75 NPV %12 olduğu bulundu.Sonuç:Çalışma, STESS’in SE hastalarında klinik sonuçları öngörmedeki prognostik değerini göstermektedir. Klinik uygulamada STESS’in kullanılması, yüksek riskli hastaların belirlenmesine ve tedavi stratejilerinin yönlendirilmesine yardımcı olabilir.Bu bulguları daha geniş, çok merkezli çalışmalarda doğrulamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.