Amaç: Bu çalışmada benign prostat hiperplazisi ile ilişkili akut üriner retansiyonu olan hastalarda farklı kateterizasyon yöntemlerinin transüretral prostat rezeksiyonu sonuçlarına etkisini değerlendirmeyi amaçladık Gereç ve Yöntem: 2019-2023 yılları arasında benign prostat hiperplazisine sekonder akut üriner retansiyonu gelişen hastalar retrospektif olarak değerlendirildi. Çalışmaya transüretral prostat rezeksiyonu uygulanan 89 hasta dahil edildi. Hastaların demografik verileri, preoperatif üroflowmetride post voiding rezidü ve maksimum akış hızı, patoloji raporları ve postoperatif 12. aya kadarki takiplerinde elde edilen verileri kaydedildi. Hastaların verileri kateterizasyon durumuna göre perkütan sistostomi ve foley kateter olmak üzere iki gruba ayırarak karşılaştırıldı. Bulgular: Çalışmaya transüretral Foley kateterli 76 hasta ve perkütan suprapubik sistostomili 13 hasta dahil edildi. Gruplar arasında ameliyat öncesi parametreler açısından anlamlı fark yoktu. Postoperatif komplikasyon ve patoloji sonuçları gruplar arasında anlamlı farklılık göstermedi. Suprapubik kateterizasyon grubunda işeme sonrası rezidüel idrar hacminde anlamlı bir azalma gözlendi ancak maksimum akış hızında anlamlı bir fark yoktu. Foley kateter grubunda ise hem maksimum akış hızı hem de işeme sonrası rezidüel idrar hacminde ameliyat sonrası önemli değişiklikler gösterdi. Ancak gruplar arasında üroflovmetri sonuçları karşılaştırıldığında anlamlı bir fark gözlenmedi. Sonuç: Benign prostat büyümesinin neden olduğu akut üriner retansiyonun acil tedavisinde transüretral veya suprapubik kateterizasyon yöntemlerinden yararlanılmaktadır. Uygun yöntemi seçerken avantajlar ve dezavantajlar dikkatle değerlendirilmelidir. Çalışmamız bu konuya dikkati çekmektedir. Prospektif ve geniş serili çalışmalar ile daha sağlıklı sonuçların elde edileceğine inanıyoruz.