Giriş: Non-gestasyonel koryokarsinom (NGC), özellikle postmenopozal kadınlarda son derece nadir görülen ve yüksek derecede agresif seyreden bir neoplazmdır. Gestasyonel koryokarsinomdan farklı olarak NGC, konvansiyonel kemoterapiye sınırlı yanıt verir ve belirgin şekilde daha kötü prognoz ile ilişkilidir. Bu iki alt tipin ayırt edilmesi, tedavi yaklaşımı ve hastalık seyrinin yönetimi açısından kritik öneme sahiptir. Olgu: Vajinal kanama şikayetiyle başvuran 49 yaşındaki postmenopozal kadın hastada yapılan görüntülemede endometrial kaviteyi dolduran 38×18 mm boyutunda polipoid kitle saptandı ve serum β-hCG düzeyi >10.000 IU/L olarak ölçüldü. Endometrial biyopsi sonucu koryokarsinom ile uyumluydu. Hastaya üç kür EMA-CO (etoposid, metotreksat, aktinomisin D, vinkristin ve siklofosfamid) kemoterapisi uygulandı, ancak β-hCG düzeyi 27.000 IU/L’ye yükseldi ve bu durum tedaviye direnç olarak değerlendirildi. Tümör dokusu ve baba örneğinden yapılan kısa tandem tekrar (STR) analizi, paternal allellerin bulunmadığını gösterdi ve tümörün non-gestasyonel kökenli olduğu kesinleştirildi. Hasta total abdominal histerektomi ve bilateral salpingo-ooforektomi ile opere edildi. Patolojik incelemede endoservikse uzanım ve lenfovasküler invazyon içeren koryokarsinom saptandı. Postoperatif dönemde BEP (bleomisin, etoposid, sisplatin) kemoterapi protokolü başlandı, ancak hasta kısa sürede pulmoner metastazlar geliştirdi ve tanıdan altı ay sonra yaşamını yitirdi. Tartışma: NGC, standart EMA-CO kemoterapisine düşük yanıt veren ve tanısal olarak zorlayıcı bir malignitedir. Özellikle yakın zamanda gebelik öyküsü bulunmayan hastalarda, gestasyonel ve non-gestasyonel koryokarsinom ayrımının yapılmasında STR analizi ile genetik doğrulama altın standarttır. Bu olgu, agresif cerrahi ve sistemik tedaviye rağmen NGC’nin kötü prognozunu ortaya koymakta ve bu nadir tümör için hedefe yönelik yeni tedavi yaklaşımlarına ihtiyaç olduğunu vurgulamaktadır.